94.sayfabelki çevirisinden kaynaklınıyo belki benden ama ikimizden birinde problem var.. kitapa bütünleşmekte biraz zorluk yaşadım ama konu harika :) umarım en kısa zamanda birbirimiz içinde kayboluruz :) bu enfes şeyin arakadaşlığından mahrum kalmak istemiyorum :)"264. sayfa kitapla bir bütün oldum sanırım.. zira okurken karakterlere ufaktan ufanktan sövmeye başladığıma göre evet evet kesinlikle kitapla bütünleştik biz :) mutluyum :) neyse konuya dönecek olursak açlışı papucumun piskoloğu baş belası sam’le yapmak istiyorum.. allahım ya sn niye habire nick ve jo ya musallat oluyosun ki,kız zaten reankarnasyon şeysi yüzünden devreleri yakma aşamasında.. sende zaten sağlıksız bağlanmış seri bağlı bir devrede bozuk ampul olarak sigortaların atmasına sebep oluyosun :P hele bir de ikinci çıban başı judy var her okuduğumda saçına yapışasım geliyor kızın,gerçi nick e az bile gül gibi jo yu bu kızla aldatırsan olacağı bu, ilahi adalet :) nihayetinde kitaptaki bu iki karakteri her okuduğıumda sinilerim şaha kalksada gayet multu mesut bi ilişki yaşıyoruz :) ben onu okuyorum o da kendini okutuyor beni hiç üzmüyo sıkmıyo :) adeta bir sonraki sayfaya geçmek için gözlerimle yarışıyorum ,neler olacak nasıl bitecek ,bu aklı havada jo ne yapacak? O kdar çok cevapsız soru var ki imkansızı başarıp gözlerimle yaptığım bu yarışta o’na tur bindirmek istiyorum ama tabiî ki bunu başaramıyorum :psayfa 503olayların hızına yetişmekte zorlanıyorum,karakterlere karşı ne hissedeceğimi şaşırdım,yazar öyle bir bulmaca oluşturmuş ki kendisin de kendi labirentinde yolunu kısa bir zaman içinde olsa kaybettiğini düşünüyorum.. nick i sevsem mi kızsam mı , sam pisliğin tekimi yoksa jo yu gerçekten seviyo mu.. ikilemlerden oluşmuş karakterlerle dolu bir arap saçı :D tek bildiğim sonu çok merak ettiğim :) Vee .. son.. :) sabahlatan kitaplarımın arasına hızla giriş yapan yurtsuz kralın aşkı nihayet bitti :)çıkarılacak çok ders vardı ama en önemlisi sanırım başkalarını dinlemekten duyabilirelik yetisini yitiren kulaklarımızın kendi kalbinin sesini dinleyemeyecek kadar sağır olmasıydı.. bunu yapmamalıyız gerçekten insan bir şey yapıyosa sadece kendi için yapmalı,işin içine el girince her şey sarpa sarıyor sanki domino taşlarından oluşmuş hayatımız dışardan ufacık bir darbe almış gibi yerle bir oluyor,jo bu konuda şanslıydı çok fazla kayıp vermeden kurtuldu :) ama herkes onun kadar şanslı olamaya bilir bu yüzden en başta hayatımızın iplerini ele almalıyız .. hayat bir kukla ipleri başkasının eline geçerse o artık senin hayatın değildir ,sen sadece komutları yerine getiren etkisiz eleman olursun .. kitaba dönecek olursak;matilata ,tim ve will in sonları beni çok üzdü ,beklediğimin de ötesinde ,öyleki ağldım :) Sam baştan beri pislikti kitabın sonunda da bu değişmedi paris'de sürümsürüm sürünmesi ve hiç çıkamayacağı depresif bir hale girmesi dileğiyle ona da veda ettim.. jo ve nick için mutlu son her ne kadar sevindirdiysede aslında sanırım bir tek jo için sevindim.. nick kitap boyunca süren inişili çıkışlı akıl hastası vari davranış grafiği yüzünden insan onu pekte koay bağrına basamıyor :( bir sayfada diyosun ayy yerim ben seni içimin yağları eridi ; ama bir sonraki sayfaya kalmadan ;gözüne kıymıklar batısıca ne demeye böle davranıyorun git rezil seni gözüm görmesin :p diye tepkiler gösterebildiğim ender kitap karakterlerindendi :D renkli bir kitaptı renk cümbüşünden oluşan hayatıma kendi rengini kattı :) tavsiye ederim :)
Yurtsuz Kralın Aşkı = ŞAHESERRRRRRÖncelikle bu kitap kesinlikle AŞK ROMANI değil ! Tamam içinde aşk yer alıyor ama bu yine de kitabı aşk romanı yapmıyor bence :)Kitaba gelince, konu iki farklı ana karakter üzerinde yoğunlaşıyor. Biri günümüde yaşayan Joanne, dğeri 1100'lerde yani Kral John zamanında yaşayan Matilda.Joanne bir gazeteci ve hipnoz sayesinde Matilda ile tanışıyor. Onun 35 yıllık yaşantısını neredeyse an be an yaşıyor.Matilda yaşadığı döneme göre çok güçlü bir kadın. Genç yaşında babasının ölmeden önceki son arzusunu yerine getirmek için istemediği bir baronla (William) evleniyor. Adamı evlendiği günden öldüğü güne kadar bir nebze olsun sevmiyor, aşağı görüyor ve nefret ediyor. Ancak adam kocası olduğu için ne yazık ki yatak ilişkisine girmek zorunda kalıyor ve 6 çocuğu oluyor. Bu arada yeni evliyken tanıştığı bir lorda (Richard) çok fena aşık oluyor. Onunla birkaç defa yasak ilişkiye giriyor ve 3. çocuğu ondan oluyor. Bir yanında nefret ettiği kocası, diğer yanında sevdiği adam varken birde üstüne dönemin kralı henry'nin 3. oğlu prens John'un dikkatini çekiyor. Prens görür görmez hatuna kafayı takıyor. Başta anlamasanda sonralara doğru yaptığı tüm abuklukların kadına olan aşkından yapıldığını anladım. Yalnız adamın aşkı belli bir yerden sonra saplantı haline dönüyor ve kadına zarar vermeye başlıyor. Bu arada aradan geçen yıllar Matilda ve Richard'ın aşkını bir nebze bile azaltmıyor. Öyle ki, gün geliyor Matilda'nın oğlu ve Richard'ın kızları evleniyor. Her ikisininde tek isteği onların yaşayamadığı aşkı ve mutluluğu çocuklarının yaşaması. Düğün merasimlerinde adamın dile getirdiği "şimdi akraba mı oluyoruz aşkım?" sorusu beni fena etkiledi.Gelelim Jo'ya (joanne); onunda tıpkı Matilda gibi hayatında onu seven 3 erkek var. Biri uzatmalı sevgilisi Nick, diğeri kısa süreli ilişki yaşadığı ve şimdi arkadaşı olan Tim ve Nick'in ağabeyi Sam. Nasıl Jo Matilda'ysa bu üç adam da bir şekilde John, William ve Richard. Ancak kimin kim olduğunu söylemeyeceğim :)Kitap boyunca Jo önce dr konrtolünde daha sonra kendi kendine transa girip Matilda'nın yaşamına geçiş yapıyor ve kadının duygularını birebir yaşıyor. Hatta doğum sancılarını bile. Ve bundan çok etkileniyor. Belli bir aşamadan sonra kendini öyle bir kaptırıyor ki, iki karakter arasında bocalama yaşıyor.Bu arada birde kötü kadın var Jo'nun hayatında. Nick'in sevgilisi olan kaşar Judy :P Kendisini kitap boyunca paralayasım geldi desem yeridir. Neyse ki Nick ile ilişkileri çok sürmedi de rahat ettim. Tabi arada bir kaç yerde Jo'ya da yardımı dokundu, hakkını yemeyeyim şimdi :)Birde Nick'in psikolog olan ama aslında daha çok psikopat olan ağabeyi Sam var. Bununda kötü kadın Jody'den farkı yok. Hatta fazlası var eksiği yok diyebilirim. Doğduğu günden beri kardeşinden nefret eden bir kişilik. Üstelik onu çok kıskanıyor ve Jo'ya da deli gibi aşık. O nedenle Nick ve Jo'yu ayırmak için elinden geleni ardına koymuyor.Son olarak söyleyeceğim, yazarın kurgusu ve anlatımı süper. 760 sayfayı yazmamış, adeta dantel gibi işlemiş. Öyle güzel tasvirlerde bulunmuş ki, resmen kitabı okumadım, seyrettim diyebilirim. Sanırım uzun zamandır hiç bir kitap beni böylesine heyecanlandırmamıştı. Ayrıca çevirisi de mükemmeldi. Çevirmen tercihi konusunda Epsilon'u tebrik etmek istiyorum :) Tabi diliyorum ki yazarın diğer kitaplarını da çıkarsınlar.Zira ben bu hatunun hastası oldum :)
What do You think about Lady Of Hay (2000)?
I want to talk about my favorite book, LADY OF HAY, by Barbara Erskine. I don't know if you have read it, and if you haven't, you need to. (spoiler alert!) It is the story of a woman who discovers that she has memories of a previous life. I won't go too far into it, since I hope you will read it, but let's just say that it's a great story. It is based upon the life of a real person, and that person is an ancestor of Barbara Erskine. I understand that Barbara has a college degree in medieval history, and that gave her the background for a lot of the story. I'm sure she also did extensive research. What made the book so interesting to me is the level of detail included in the story. Before I read the book, I had no great interest in medieval history, and the book was so fascinating to me, that my whole attitude changed and I did extensive research into medieval history myself, after I finished the book.That is one of the compelling reasons that I read, and I write. A writer can spark interest in a reader where there was none, and can, literally, change that reader's perspective, and, in some cases, change that reader's life.
—Holly
Okay, I loved the premise of this book! I was completely pulled into the story in the beginning, by the time I was half way through, I had a few major issues with it. First, it is WAY too long. I loved the story of Matilda and would happily have read a complete book about her. Jo was supposedly a strong independent woman but frankly I found her to be annoying. Next, every other paragraph someone was grabbing the Scotch bottle - really? Couldn't the author have found an alternative now and then? Another thing I found frustrating was the ability of so many people to hypnotize. I am pretty certain this is not a common skill. I do realize this is a work of fiction, but seriously.. Finally, I hated the men in the story. I wanted to smack every woman in this book for letting the men have any part of their lives. All in all, it had potential, but it was not what I hoped.
—Roni
I have not rated a book this low in a long time and there is a good reason for this. Some of you may not agree, but as a reader I am entitled to my opinion.Basically, I just didn't connect with any of the characters or their situations. It was way too long, the constant present-past flashbacks gave me whiplash, and the brutality of the men was harsh and cold. The build-up led you believe more would happen, but ended with a disappointing flat finale!It took me 12-13 hours to read (thank you kindle) and they felt like such a waste of my time. I will not waste anymore writing a longer review, but ultimately when a story comes to a close I do not expect it to die a death like it did.This might do it for others, but it did not press any of my buttons.
—Vanessa Wester