Kitabın ana kurgusu güzel ancak içinde anlatılan hikayeler hem çok sıradan hemde çok basitti.Spoliler içerir.Ana kurgusundan kasıt Ölüm'ün yeryüzünde milletin ensesine soğukça üfürüp onun canını alması gibi. Daha sonra canını alacağı Dede ile sürekli hikaye anlatması ve aradığı hedef Uzun İhsan yani aslında ilk iki kitabında olduğu gibi yazarın kendisi. Yazar kendisini kitaba koyup Ölüm'ün kendisini araması, yazarın ismi her çıktığında tebessüm ettiriyor.Ancak kitap o kadar basit değil. Mesela Ölüm ile Kabadayı karşılaştığında Ölüm'ün ona satranç teklif etmesi zaten İngmar Bergman'nın "Det sjunde inseglet" (Yedinci Mühür) filmine gönderme yapmaktadır. Hatta gönderme değil bizzat filmdeki kurgu kitapta vardır. Filmdede aynı şekilde bir şovalye ile ölüm satranç oynamaktadır ve hayatları üstüne.Ana konusu hem daha çekici hemde daha güzeldi. Sıra sıra ölüm ile dedenin anlattığı masallarda bir gönderme bir alt mesaj var mı bilmiyorum ama hikayeler son derece sıkıcı idi. Arada mizah elbette bulunuyor ama ciddi anlamda hikaye erozyonu vardı.Dede burada yaşlılığın sembolü olarak duruyor. Her hikaye anlatışında ona 1 saat veriliyor. Tıpkı yaşlıların günleri sayması gibi. -yaşlılar sıra sıra gençler ara sıra- derken burada Uzun İhsan'da bunu yani gençliği ve ara sıra seçilenleri sembolize ediyor. Sürekli kaçış sürekli kaçış ve bir menfaatte kendini kurtarma.Ana kurgusu o kadar hoşuma gittiki o sıkıcı hikayeleri görmezden gelebiliyorum. Kitabın sonunda doğru Ölüm ile Dede'nin -Yaşam, aşk, ölüm ve cennet- üstüne olan diyalogları son derece iyi olmuş. daha önce okuduğum Anar kitaplarından kat kat kötüydü yahu. Yazarın öykücülüğü, dili yine iyi ama anlattığı şeyler çok tırt. Bana sanki bu minik hikayelere roman olarak başlamış ama bir türlü devamını getirememiş de elindeki yarım öykülere bir çerçeve çizip, süsleyip kitap haline getirmiş gibi geldi.Bir de dünya çapında bilinen iki hikayeyi kendisine göre yorumlayıp yazması enteresan olmuş. Ben genel olarak sevemedim.
What do You think about Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri (1998)?
En az Puslu Kıtalar Atlası kadar başarılı buldum. Bir çok yerde kendimi tutamayıp güldüm..
—Jesse
“Gözlerimi kapatınca dünya daha güzel görünüyor.”
—Kleinsman