Bu yorumu Kitap Esintisi sayfasında bulabilirsiniz.Bu kitabı aslında bir süre önce okudum, yalnız etrafımdan gelen baskılara dayanamayıp (!) yorumunu öne çektim. Şimdi kitapta Eve Dallas var, Roarke var, yazarı da Nora… Yani karakterleri övmekle zaman geçiremeyeceğim, çünkü ikisi de özellikle Roarke favorilerimden. Aşkları, aralarındaki ilişki, farklı kişilikleri, ortak geçmişleri sizi hala çekmediyse daha da çekmez zaten.Bu kitapta Nora’nın zihnine girmeyi başardım nihayet. Öncelikle olaylardan bahsedeyim biraz. Çok ünlü bir tiyatro oyunu sergilenmektedir, oyun da Agahta Christie’nin bir romanından uyarlanma bu arada. İşte sırf bu nedenle bile kitabı sevebilirdim, Nora’daki Agahta sevgisini de hissettim bir derece. Neyse geri dönecek olursak, oyundaki sahte ölüm anı bir anda gerçeğe dönüşüyor, sahte bıçak gerçek bıçakla değiştirilmiş bir halde ve ölen oyuncu da etrafı tarafından hiç sevilmeyen, adi bir pislik. Şimdi karakteri kimse sevmediği için bir an aklıma Doğu Ekspresinde Cinayet geldi, ama oynanan oyun o olmadığı için zoraki eledim onu. Oyunun adını tam hatırlamıyorum şu an, Türkçedeki adı ile çeviri adı farklı olabilir ya da belki Türkçesi hiç olmayabilir, bulamadım çünkü. Eve de Roarke’un özel balkonunda oyunu seyretmekte o an. Olayı anladığı anda duruma el koyuyor ve soruşturma işleri başlıyor. Soruşturma esnasında Eve, tanıdığı çok olmayan bir karaktere ulaşıyor, çok gizli ve garip olan bu kadın onu düşündürüyor. Beni ise düşündürmüyor çünkü o an Nora keşke şunu yapsa diye düşündüm, sonra düşündüğüm şeyi Nora’nın da düşünüp kitabın finalini öyle yaptığını gördüm :D Zaten kitap karakterleri, kurgusu felan süperdi, sonunu da en iyi bitirebileceği şekilde bitirmiş. Eve hatta ilk defa bu kitapta katilin yanında, ona suçlamaları düşürebilmesi için taktik dahi veriyor sonunda. Ama siz de okusanız anlarsınız, öldüğüne hiç kimsenin üzülmediği, kendi kızını bile taciz edip onunla yatan biri. Kızın haberi yok ama adamın var, bu da işi sadece daha da iğrençleştiriyor. Anladınız bence.Ayrıca Peabody ile Ian arasındaki ilişki de gelişiyor. Eve her ne kadar bu duruma katlanamasa da ileride resmi olarak sevgili olacakları kesin. Henüz olamadılar, çünkü Peabody kabul etmek istemiyor aralarındaki olayı. Ian da Roarke’dan bazı numaralar kapıyor bu arada. O yüzden Peabody’nin kaçması zor olacak. Eve ile Roarke ilişkisi yine aynı, kıskanılacak tarzda bir sevgi ve bağlılık var aralarında hala. Summerset ile de durum değişmemiş bir halde. Kitap dediğim gibi güzeldi, ilginçti, Agatha’dan esinlenilmişti, karakterler yine zirvedeydi… Daha ne diyebilirim, alın okuyun.
Well, this was a not very productive use of a Sunday afternoon.Still, I liked this one. I liked the setting. Setting it in the theatre was a nice touch.Peabody continues to be awesome. I adore her relationship with Eve. Best part of the book is when they were arging over Charles Munroe (and Eve trying to shield Peabody from his extraordinarily tangential involvement in the case) and Munro walks into the room. They both yell "Get out!" and he takes one look at them and essentially runs. They fight well is all I'm saying. And I love the respect between them.Mira is also awesome. This one needed more Mira. Mira riding in Eve's car and snarking over her Peabody was hilarious though.However, Feeney got to play bad cop! That was absolutely awesome.Truehart is adorable. I was crushed when he got hurt. He'd better be back. Poor, innocent, loyal Truehart. Roarke continues to be ridiculously officious and all-knowing. It grated a bit in this one. However, I did love the scene where Eve makes him a romantic dinner (mostly for when Sommerset comes upon her when she's trying to choose plates and swearing at the number of choices of cutlery and such). It's a nice touch.Also, this one would get four stars for the sheer novelty of being the first in the series (at book I don't even know, 10 or 11 I think) to not end with a near death in the last twenty pages. I was shocked. And had long given up hope that it would ever happen. Such a pleasant surprise, and I can't tell you how much I liked it better.But then, this book was more in the style of an old-time murder mystery. Far more Agatha Christie than Criminal Minds. Less violence. It was a really nice change.
What do You think about Witness In Death (2004)?
4.5 starsEve & Roarke are such a wonderful couple and even though this is their tenth book, their relationship is still growing and changing. Eve really stretched herself in proving her love for Roarke. It was very sweet & endearing. Two words I never thought I'd associate with Eve. I loved it. On the flipside, Roake had an "insert foot in mouth" moment, which made this entire book worth the read. The man does have faults! Praise Jesus! Oh Peabody. The real star of the show. Thank heavens McNabb grew a pair and finally went after She-body. It was quite enjoyable seeing him get all gooey-eyed over Peabody & asking for love advice. But hell, I can't blame him, I've got a mad girl-crush on Peabody. She's smart and kickass, but still manages to be thoughtful and sweet. Great combo. Plus, she puts up with all of Eve's crap. Gotta love a strong secondary character. So yeah, I loved it. The next one will probably follow the same plot with the same formula and I'm sure I'll love that one too.
—Breann
The fabulous Marlene Dietrich in Agatha Christie’s wonderful “Witness for the Prosecution,” the play Roarke and Eve go to see. ★★★★★ & a Wow! & a Whoa! (This is a review of the audiobook.) Susan Ericksen narrates these characters as if she wrote them instead of J.D. Robb, she knows them that well. Her narration lets us know them better, too!Loved this one. Adore all of them, actually, but this one was extra-extraordinary. I think it is one of the best in the series. The homage to Agatha Christie was spot-on; especially Roarke’s thinking how much Dame Christie would love Lieutenant Eve Dallas. We get to see deeper into these characters. The dialogues between Peabody and Dallas are revealing, taking them to a deeper level of intimacy. The scenes with Roarke are H.O.T., funny, and tender. In Death series in correct reading order. * *Big Jack is the second part of Remember When, written by Nora Roberts (J.D. Robb’s alter-ego).
—Lisa Kay
baya ara vermiştim özlemişim resmen...farkettim ki akıp giden sevdiğim kitaplara pek yorum yazamıyorum.nedenine dair bir fikrim de yok..seriye ayılıp bayılıyorum.Roarke'a aşık olma ihtimalim çok yüksek..işte öyle birşey..ilk satırlardan kendine çekiyor insanı..ben eğlenerek ve severek okudum..önerilir..Eve, kadehini eline aldı, kocasının yüzünü seyretmeye koyuldu.Ne yüz ama. diye geçirdi içinden. İnsanı afallatan birerkek güzeli olsun ve kadınların hormonları bayram etsindiye, sanki sihirle biçimlendirilmişti. Bu uzun, düzgün kemikliyüzü, koyu renkli, yele gibi gür saçlar çevreliyordu.Biçimli, dolgun dudakları küçük bir gülümsemeyle kıvrılımıştı.Teklifsizce uzanmış, uzun parmaklı elleriyle Eve’insaçlarını okşuyordu Roarke. Alev alev yanan mavi gözleri.Eve’in yüreğini hâla ilk günkü gibi hoplatıyordu. Tek birbakışı onu altüst etmeye yetiyordu.“Neye bakıyorsun sen öyle?"“Seni seyretmek hoşuma gidiyor." (syf.7)***"...Söylesene. Leonard Vole'nin suçlu olduğunaneden bu kadar eminsin?”"ilgili erkek rolünü çok abartılı oynuyor. Onun yaptığınınsenin gösterdiğin ilgiyle uzaktan yakından alakasıyok." dedi Eve. Roarke'ın yüzünde geniş bir gülümsemebelirdi. "Onunki... nasıl söylesem içi boş bir şey. Oysa sentepeden tırnağa ince bir adamsın."“Sevgilim, beni şımartıyorsun."“Neyse işte..."***"...Aslında Londra'da yaşıyor, orada çalışıyor ama bu rol için New York’a taşınmaya razı oldu."“Kim razı etti onu?"“Kısmen, ben ettim. Birbirimizi yıllardır tanırız. Ve hayır,"diye ekledi Roarke, ellerim tekrar cebine sokarken,“onunla hiç yatmadım."“Onu sormadım."“Hayır efendim, sordun.""Pekala, madem sormuşum gerisini getirelim. Nedenonunla yatmadın?"Roarke hınzır hınzır gülümsedi: "Önceleri, evli olduğuiçin. Sonra boşandığı zaman ise..." Parmağının ucuylaEve’in çenesindeki çukura dokundu. “Ben evli olduğumiçin. Karım, başka kadınlarla yatmamı hoş karşılamaz herhalde.Bu konuda çok serttir de."“Bunu aklımda tutayım o zaman.”
—ஐ Canan ஐ `·.¸¸.·´´¯`··._